Bu ay okuduğum en yıkıcı kitaptı. Vurdu geçti resmen. 🥺Hikaye Nazilerin Auschwitz toplama kampında yaşanan gerçek hayatlardan esinlenerek yazılmış. Eva ile kemancı eşi Michal’in aşk hikayesi masalsı bir şekilde başlar ancak 1942 yılında Prag’ın Naziler tarafından işgal edilmesiyle hayatları kabusa döner. Michal, Auschwitz’e götürülünce Eva bu duruma dayanamaz ve onun peşinden gönüllü olarak toplama kampına gider. Burada kocasını bulabilmek için her şeyi denemeye hazırdır fakat işler umduğu kadar kolay olmayacaktır. Eva’nın hikayesi yanı sıra kampta tanıştığı Sofie’nin de hikayesini okuyacağız. Sofie’ nin Auschwitz’e gönderilmeden önce oğlu elinden alınır onu bulabilmek umuduyla kampa gelir. Bu iki kadının adeta cehennemi andıran bu ortamda birbirlerine destek olarak umutla hayallerine tutunurlar. 🥺Cehennem gibi yerde yaşamak…. Verdikleri mücadele…. Bu arada umut dolu oluşları kalbime dokundu. Eva ve Sophie’nin güçlü duruşları ve aralarındaki dostluk ilişkisi, zor şartlara rağmen birbirlerine destek oluşları bana farklı bir bakış açısı kazandırdı. Kampta çalıştırılma şekilleri, yemek diye verilen o şeyler, hava şartları… Her bir detayı okumak ve bunların gerçekten yaşandığını bilmek kan dondurucuydu. Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.. Şimdiden iyi okumalar diler, sağlıklı günlere en yakın zamanda kavuşmamızı temenni ederim.
Sedef YILMAZ KARAKAŞ (sedefyk@egitimaskina.com)